en başta el şakası, çoğu yazarın yazdığı gibi. sevmediğim değil hatta nefret ettiğim hareketler.
ikincisi neffret ettiğim biline biline o parmaklarını ağzına soktuğumun ayağının bana gösterilmesi. çoraplı ya da çorapsız fark etmiyor, ayaklara bakmamaya çalışıyorum herhangi bir ortamda. bir de bazılarınınki palet gibi oluyor. görüş alanıma giriyor her seferinde daha da bir soğuyorum.
üçüncüsü, aramızda herhangi bir samimiyet bulunmayan insanın gelip bana samimiyetsiz bir şekilde samimi davranmaya çalışması. bir de övünerek beni küçük görmesi...
(bkz: hayırdır ingiltere prensiyle mi konuşuyorum) aq?
dördüncüsü, bana birini ayarlasana kanka yaa'cılar. ben pezevenk miyim sana birini ayarlayım.
(bkz: seni pezevenklerin elinden aldım) lafındaki pezevenk ben mi olayım